Türkiye’deki mülteci sayısını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tüm dünyaya bildiri: Türkiye yeni bir yükü kaldıramaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 16. Konferansı Açılış Oturumu’nda konuşma yaptı.
Türkiye’nin halihazırda 5 milyon mülteciye konut sahipliği yaptığını tabir eden Erdoğan, “Ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. esasen göç ve mülteciler sıkıntısında asıl yükü sesi fazlaca çıkan batılı ülkelerden çok krize sonu olan bizim üzere ülkeler çekiyor. Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında batı dünyası daima üç maymunu oynadı. hiçbir adım atmadılar. Hatta DEAŞ ile uğraş kılıfı altında terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Ülkemize verdikleri yardım kelamlarının değerli kısmını da yerine getirmediler” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları;
Medeniyet, tarih ve kültür kenti hoş İstanbulumuza hepiniz hoşgeldiniz. Peygamberimizin fethini müjdelediği bu aziz kentten sizlerin vasıtasıyla İslam coğrafyasının dört bir yanındaki kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu yılki konferansın ana temasının “Paylaşım”, “Vicdan” ve “İslam” “Filistin Göç” ve “Afganistan” olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyonu aşkın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla uğraş ediyoruz. Ortalarında yakınlarımızın da olduğu bir epeyce vatandaşımızı kaybettik. Meclisimizin çatısı altında ülkemize hizmet etmiş parlamenterlerimiz başta olmak üzere ebediyete uğurladığımız tüm kardeşlerdimize Allah’tan rahmet hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Üye ülkelerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize buradan başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.
YERLİ AŞI BİLDİRİSİ
Salgın devrinde insanı, insan ömrünü ve insani pahaları merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. birinci günden itibaren üyüsi bulunduğumuz tüm memleketler arası platformlarda salgınla çabada iş birliğinin kıymetine dikkat çektik. Çalışmalarımızla desteklerimizle ve çeşitli yardım faaliyetlerimizle bunları gerçeğe dönüştürdük. Her fırsatta demokrasi, hak, hukuk dersi verenler kendi hudutları haricindeki dramlara kulaklarını tıkarken biz elimizdeki imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya itina gösterdik. Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına başvurduk. İnşallah bir an evvel neticelendirmeyi dilek ediyoruz.
“ACILAR VE VEFATLAR ORTASINDA AYRIM YAPMIYORUZ”
Kudüs mübarek bir kenttir. Filistin sorunu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kurulmasına da vesile olan yapı taşlarından biridir. Filistin davası İslam aleminin tümünün ortak davasıdır. Kudüs’e sahip çıkmak hakka, hukuka, adalete, medeniyete sahip çıkmaktır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini saf Filistinli çocuklara eli kanlı terörist muamelesi yapıldığını sıklaştığını görüyoruz. Tıpkı biçimde Gazze’ye yönelik haksız, hukuksuz ve vicdansız abluka da devam ediyor. Filistin’i nefessiz bırakarak haklı davasından vazgeçirmeye çalışan bu siyasetler Filistinli kardeşlerimizin ulu direnişi yardımıyla hamdolsun maksadına ulaşamamıştır. Bu siyasetler sebebiyle bölgede olağanlaşma gayretleri daima akim kalmıştır. Gelinen basamakta her insanın bu gerçeklerin farkına vardığına inanıyorum. 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’daki Musevilere yönelik soykırımın bedelini bugün Filistinlilere ödetmek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Biz asla acılar ve vefatlar içinde ayrım yapmadık, yapmıyoruz.
“İNSANLARIN ÖTEKİLEŞTİRİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Ne suretle olursa olsun bir halkın yada tıpkı inanca mensup insanların ötekileştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Kudüs’ü 400 yıl boyunca adaletle yönetin bir ecdadın torunları olarak Filistinde kan, gözyaşı ve zulüm görmek istemiyoruz.
Önümüzdeki periyotta bölgemizde barış ikliminin güçlenmesini bir daha bizim atacağımız ortak adımlar belirleyecektir. Birlik ve birliktelik ortasında hareket etmeli Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız. Filistin davasının dünya gündeminde hak ettiği yere getirilmesi ve adil bir tahlil bulunması için uğraşlarımızı sürdürmeliyiz.
Filistinlilerin de kendi ortalarındaki tefrikayı sonlandırmaları çalışmalar açısından son derece kıymetlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birlik, birliktelik ve dayanışmalarını güçlendirerek bu sürece takviye vermeleridir. Afganistan’ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması ortak temennimizdir. Bilhassa şu anki güç kış kurallarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen, kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz konular elbette vardır. Bu mevzudaki tenkitlerimizi muhataplarına iletiyoruz. Afganistan’ın yine kaosa ve çatışmaya sürüklenmemesi için uğraşlarımızı devam ettiriyoruz.
“ÜLKEMİZ YENİ BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ”
Afganistan’daki gelişmelerin göç akını riskini artırdığı malumunuzdur. Halihazırda 3,6 milyonu Suriye’den gelen olmak üzere yaklaşık 5 milyon mülteciye mesken sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. esasen göç ve mülteciler sorununda asıl yükü sesi hayli çıkan batılı ülkelerden fazla krize hududu olan bizim üzere ülkeler çekiyor. Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında batı dünyası daima üç maymunu oynadı. hiçbir adım atmadılar. Hatta DEAŞ ile çaba kılıfı altında terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Ülkemize verdikleri yardım kelamlarının değerli kısmını da yerine getirmediler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’de Suriye krizinde nazaranvini yerine getirmeyerek büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Faturayı ise temiz Suriyeli kardeşlerimiz ödemiştir.
“DAHA KARARLI ADIMLAR ATMALIYIZ”
Yalnızca koronavirüsle değil hem de giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de uğraş ediyoruz. Bilhassa Müslüman bayanlar ayrımcılığa maruz kalıyor. Avrupalı siyasetçiler toplumu zehirleyen bu hastalıklı akımlar yerine adeta ateşe akaryakıt dökerek Müslümanları ve göçmenleri maksat gösteren telaffuzlara sarılıyorlar. Avrupa’nın Müslüman kardeşlerimiz için bir toplama kampına dönüşmesine müsaade veremeyiz.Bu telaffuzlarla gayrette daha kararlı adımlar atmalıyız.”
Son Dakika Haberleri
Türkiye’nin halihazırda 5 milyon mülteciye konut sahipliği yaptığını tabir eden Erdoğan, “Ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. esasen göç ve mülteciler sıkıntısında asıl yükü sesi fazlaca çıkan batılı ülkelerden çok krize sonu olan bizim üzere ülkeler çekiyor. Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında batı dünyası daima üç maymunu oynadı. hiçbir adım atmadılar. Hatta DEAŞ ile uğraş kılıfı altında terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Ülkemize verdikleri yardım kelamlarının değerli kısmını da yerine getirmediler” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları;
Medeniyet, tarih ve kültür kenti hoş İstanbulumuza hepiniz hoşgeldiniz. Peygamberimizin fethini müjdelediği bu aziz kentten sizlerin vasıtasıyla İslam coğrafyasının dört bir yanındaki kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu yılki konferansın ana temasının “Paylaşım”, “Vicdan” ve “İslam” “Filistin Göç” ve “Afganistan” olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyonu aşkın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla uğraş ediyoruz. Ortalarında yakınlarımızın da olduğu bir epeyce vatandaşımızı kaybettik. Meclisimizin çatısı altında ülkemize hizmet etmiş parlamenterlerimiz başta olmak üzere ebediyete uğurladığımız tüm kardeşlerdimize Allah’tan rahmet hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Üye ülkelerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize buradan başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.
YERLİ AŞI BİLDİRİSİ
Salgın devrinde insanı, insan ömrünü ve insani pahaları merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. birinci günden itibaren üyüsi bulunduğumuz tüm memleketler arası platformlarda salgınla çabada iş birliğinin kıymetine dikkat çektik. Çalışmalarımızla desteklerimizle ve çeşitli yardım faaliyetlerimizle bunları gerçeğe dönüştürdük. Her fırsatta demokrasi, hak, hukuk dersi verenler kendi hudutları haricindeki dramlara kulaklarını tıkarken biz elimizdeki imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya itina gösterdik. Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına başvurduk. İnşallah bir an evvel neticelendirmeyi dilek ediyoruz.
“ACILAR VE VEFATLAR ORTASINDA AYRIM YAPMIYORUZ”
Kudüs mübarek bir kenttir. Filistin sorunu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kurulmasına da vesile olan yapı taşlarından biridir. Filistin davası İslam aleminin tümünün ortak davasıdır. Kudüs’e sahip çıkmak hakka, hukuka, adalete, medeniyete sahip çıkmaktır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini saf Filistinli çocuklara eli kanlı terörist muamelesi yapıldığını sıklaştığını görüyoruz. Tıpkı biçimde Gazze’ye yönelik haksız, hukuksuz ve vicdansız abluka da devam ediyor. Filistin’i nefessiz bırakarak haklı davasından vazgeçirmeye çalışan bu siyasetler Filistinli kardeşlerimizin ulu direnişi yardımıyla hamdolsun maksadına ulaşamamıştır. Bu siyasetler sebebiyle bölgede olağanlaşma gayretleri daima akim kalmıştır. Gelinen basamakta her insanın bu gerçeklerin farkına vardığına inanıyorum. 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’daki Musevilere yönelik soykırımın bedelini bugün Filistinlilere ödetmek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Biz asla acılar ve vefatlar içinde ayrım yapmadık, yapmıyoruz.
“İNSANLARIN ÖTEKİLEŞTİRİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Ne suretle olursa olsun bir halkın yada tıpkı inanca mensup insanların ötekileştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Kudüs’ü 400 yıl boyunca adaletle yönetin bir ecdadın torunları olarak Filistinde kan, gözyaşı ve zulüm görmek istemiyoruz.
Önümüzdeki periyotta bölgemizde barış ikliminin güçlenmesini bir daha bizim atacağımız ortak adımlar belirleyecektir. Birlik ve birliktelik ortasında hareket etmeli Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız. Filistin davasının dünya gündeminde hak ettiği yere getirilmesi ve adil bir tahlil bulunması için uğraşlarımızı sürdürmeliyiz.
Filistinlilerin de kendi ortalarındaki tefrikayı sonlandırmaları çalışmalar açısından son derece kıymetlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birlik, birliktelik ve dayanışmalarını güçlendirerek bu sürece takviye vermeleridir. Afganistan’ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması ortak temennimizdir. Bilhassa şu anki güç kış kurallarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen, kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz konular elbette vardır. Bu mevzudaki tenkitlerimizi muhataplarına iletiyoruz. Afganistan’ın yine kaosa ve çatışmaya sürüklenmemesi için uğraşlarımızı devam ettiriyoruz.
“ÜLKEMİZ YENİ BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ”
Afganistan’daki gelişmelerin göç akını riskini artırdığı malumunuzdur. Halihazırda 3,6 milyonu Suriye’den gelen olmak üzere yaklaşık 5 milyon mülteciye mesken sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. esasen göç ve mülteciler sorununda asıl yükü sesi hayli çıkan batılı ülkelerden fazla krize hududu olan bizim üzere ülkeler çekiyor. Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında batı dünyası daima üç maymunu oynadı. hiçbir adım atmadılar. Hatta DEAŞ ile çaba kılıfı altında terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Ülkemize verdikleri yardım kelamlarının değerli kısmını da yerine getirmediler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’de Suriye krizinde nazaranvini yerine getirmeyerek büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Faturayı ise temiz Suriyeli kardeşlerimiz ödemiştir.
“DAHA KARARLI ADIMLAR ATMALIYIZ”
Yalnızca koronavirüsle değil hem de giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de uğraş ediyoruz. Bilhassa Müslüman bayanlar ayrımcılığa maruz kalıyor. Avrupalı siyasetçiler toplumu zehirleyen bu hastalıklı akımlar yerine adeta ateşe akaryakıt dökerek Müslümanları ve göçmenleri maksat gösteren telaffuzlara sarılıyorlar. Avrupa’nın Müslüman kardeşlerimiz için bir toplama kampına dönüşmesine müsaade veremeyiz.Bu telaffuzlarla gayrette daha kararlı adımlar atmalıyız.”
Son Dakika Haberleri