Son dakika… Adalet Bakanı Gül “Gaziantep İş Dünyası ile Buluşma” programına katıldı Açıklaması Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Lafzı ve ruhuyla siviller tarafınca hazırlanmış yeni bir anayasaya Türkiye‘nin gereksinimi vardır. Darbenin ruhunun sindiği bu anayasa Türkiye’yi 2023’lere taşımaktan uzaktır.” dedi.
Bakan Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın da katıldığı, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen “Gaziantep İş Dünyası ile Buluşma” programındaki konuşmasında, Gaziantep’in salgına karşın üretim çarklarını döndüren, 2020 prestijiyle 8 milyar dolar ihracat yapan bir kent olduğunu belirtti.
Gaziantep’in bu yıl 10 milyar dolar ihracat hedeflediğini tabir eden Gül, iş adamından personeline kadar ihracattaki muvaffakiyete katkı sağlayan, bunda emeği geçen, taş üstüne taş koyanlara teşekkür ettiğini söylemiş oldu.
Gül, hukuksal ve ekonomik güvenliğin iç içe geçen bahisler olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Yani türel ve ekonomik öngörülebilirlik, birbirinden ayırt edilemeyen kavramlardır. Cumhurbaşkanımız liderliğinde, hükümetimizin temel gayesi ve yaklaşımı da bir daha bu manada ıslahat temelli, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ anlayışıdır. Buradaki temel anlayışımız da özgür birey, kuvvetli toplum, daha demokratik Türkiye anlayışıdır, yaklaşımıdır. Bunu İnsan Hakları Aksiyon Planı’nda da ortaya koyduk ve bunu bir daha kamuoyunda da gaye olarak ayrıyeten paylaştık. Tüm bu maksatlarda temel bir maksadımız var, Türkiye’nin daha da demokratik bir ıslahatla, daha da tüzel manada öngörülebilir, sıkıntılarını da çözmüş olarak yoluna devam etmesidir.”
4. Yargı Paketi’nin Meclis gündeminde olduğunu hatırlatan Gül, şöyleki devam etti:
“Bütün bu ıslahatları yaparken toplumun her bölümüyle oturduk, hukuk ve iktisat ıslahatlarını tüm paydaşlarla birlikte dinleyerek olgunlaştırdık. örneğin, kamuoyunda, Meclis gündeminde olan pakette, bilhassa isimli denetime ait, iş adamı ya da vatandaşımız yurt dışına çıkacak, isimli denetimi var, yurt dışına çıkış yasağı var. Pekala ne vakit bu gündeme alınacak? Bunun bir sonu yoktu. Yani 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl yurt dışı çıkış yasağı var. Lakin işte ıslahat paketimizde de var, yurt dışına çıkış yasağını belirli müddetlerle mahkeme tarafınca denetim etme zaruriliği getiriyoruz. Bu epeyce kıymetli bir kademe. bir daha tabir almak üzere mahkemeden yazı gelmiş, vatandaşın haberi yok, otelde kapısını polis çalıyor, diyor ki ‘Senin mahkemeden yakalaman var.’ ‘Konu ne?’, ‘İfade almak için mahkemeye çıkman lazım.’ Gecenin 3’ünde ‘Ne yapacağım ben?’ diyor, yeri geldi hafta sonu 2 gün kalıyor. Bu bizim sistemdi, buna da tahlil bulacak biçimde, arkadaş gelecek ‘Şu tarihte ben mahkemeye gelirim.’ diyecek. ‘Havalimanındayım’, yakalandı, yurt dışına gidecek, fuarı var, iş mukavelesi ve görüşmesi var. ya da ailesiyle tatile gidecek, havalimanında orada, alıkonmasını engelleyecek biçimde, ‘Kardeşim ben havalimanındayım, bir hafta daha sonra Türkiye’ye dönüyorum, Türkiye’ye geldiğimde mahkemeye gideceğim, tabirimi vereceğim.’ dediğinde hür kalacak bir sistemi getiriyoruz. Yani vatandaşını otelde, havalimanında, ister emekçi ister iş adamı olsun, vatandaşını mağdur eden hangi uygulama var ise bunları çözüp, vatandaşımızın gereksinim duyduğu tüm alanlardaki ıslahatları yapmaya ve sürdürmeye devam ediyoruz.”
Gül, yargı kararlarının hepsini kamuoyuna erişime açacaklarını anlatarak, “Yargı, Türk milleti ismine karar veriyorsa, o mahkemede Ali için ne karar vermiş, onu herkes gorecek, Veli için ne karar vermiş, onu herkes gorecek. şahsi bilgileri saklayacağız, koruma edeceğiz. İsimler, şirket isimleri ya da taraf isimlerini, şahsi bilgileri koruyarak, tüm mahkemelerin verdiği kararlar nasıl verilmiş, Türk milletinin, kamuoyunun tenkidine ve kontrolüne açmış olacağız. Bunların üzerine de ağır olarak çalışıyoruz.” dedi.
Bu çalışmaların hepsini tek tek hayata geçirdiklerini söyleyen Gül, “Bir ülkenin hukuk üstünlüğü, hukuk öngörülebilirliğiyle, ekonomin öngörülebilirlik ve ekonomik ıslahatları eş bedeldir. Ülkede hem insanın tıpkı vakitte demokrasinin daha da gelişebilmesi için hukuk, demokrasi kuvvetli olacak. Demokratik ortam ve erişilebilir adalet sistemini, beraberinde ekonomik kalkınmanın ve toplumsal gelişimin de şayet olmazsa olmazı olarak öngörüyoruz. ötürüsıyla tüm bu hukuk ve iktisat, birbirini tamamlayan genel yaklaşımlardır. Bir ülkenin gelişmişliği, demokrasiye, insan onuruna, hak ve özgürlüğüne vermiş olduğu değer ve kıymettir.” tabirlerini kullandı.
Bakan Gül, yeni ve sivil anayasanın gerekliliğine işaret ederek, “Lafzı ve ruhuyla siviller tarafınca hazırlanmış yeni bir anayasaya Türkiye’nin muhtaçlığı vardır. Darbenin ruhunun sindiği bu anayasa Türkiye’yi 2023’lere taşımaktan uzaktır. Bu manada anayasanın ruhunu sivilleştiren, insanımızın haklarını, onurunu daha da güçlendiren, demokrasiyi daha da güçlendiren anayasa hepimizin bir mesken ödevidir. Bunun da hayata geçeceğine inanıyoruz.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fırat Özdemir
Bakan Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın da katıldığı, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen “Gaziantep İş Dünyası ile Buluşma” programındaki konuşmasında, Gaziantep’in salgına karşın üretim çarklarını döndüren, 2020 prestijiyle 8 milyar dolar ihracat yapan bir kent olduğunu belirtti.
Gaziantep’in bu yıl 10 milyar dolar ihracat hedeflediğini tabir eden Gül, iş adamından personeline kadar ihracattaki muvaffakiyete katkı sağlayan, bunda emeği geçen, taş üstüne taş koyanlara teşekkür ettiğini söylemiş oldu.
Gül, hukuksal ve ekonomik güvenliğin iç içe geçen bahisler olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Yani türel ve ekonomik öngörülebilirlik, birbirinden ayırt edilemeyen kavramlardır. Cumhurbaşkanımız liderliğinde, hükümetimizin temel gayesi ve yaklaşımı da bir daha bu manada ıslahat temelli, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ anlayışıdır. Buradaki temel anlayışımız da özgür birey, kuvvetli toplum, daha demokratik Türkiye anlayışıdır, yaklaşımıdır. Bunu İnsan Hakları Aksiyon Planı’nda da ortaya koyduk ve bunu bir daha kamuoyunda da gaye olarak ayrıyeten paylaştık. Tüm bu maksatlarda temel bir maksadımız var, Türkiye’nin daha da demokratik bir ıslahatla, daha da tüzel manada öngörülebilir, sıkıntılarını da çözmüş olarak yoluna devam etmesidir.”
4. Yargı Paketi’nin Meclis gündeminde olduğunu hatırlatan Gül, şöyleki devam etti:
“Bütün bu ıslahatları yaparken toplumun her bölümüyle oturduk, hukuk ve iktisat ıslahatlarını tüm paydaşlarla birlikte dinleyerek olgunlaştırdık. örneğin, kamuoyunda, Meclis gündeminde olan pakette, bilhassa isimli denetime ait, iş adamı ya da vatandaşımız yurt dışına çıkacak, isimli denetimi var, yurt dışına çıkış yasağı var. Pekala ne vakit bu gündeme alınacak? Bunun bir sonu yoktu. Yani 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl yurt dışı çıkış yasağı var. Lakin işte ıslahat paketimizde de var, yurt dışına çıkış yasağını belirli müddetlerle mahkeme tarafınca denetim etme zaruriliği getiriyoruz. Bu epeyce kıymetli bir kademe. bir daha tabir almak üzere mahkemeden yazı gelmiş, vatandaşın haberi yok, otelde kapısını polis çalıyor, diyor ki ‘Senin mahkemeden yakalaman var.’ ‘Konu ne?’, ‘İfade almak için mahkemeye çıkman lazım.’ Gecenin 3’ünde ‘Ne yapacağım ben?’ diyor, yeri geldi hafta sonu 2 gün kalıyor. Bu bizim sistemdi, buna da tahlil bulacak biçimde, arkadaş gelecek ‘Şu tarihte ben mahkemeye gelirim.’ diyecek. ‘Havalimanındayım’, yakalandı, yurt dışına gidecek, fuarı var, iş mukavelesi ve görüşmesi var. ya da ailesiyle tatile gidecek, havalimanında orada, alıkonmasını engelleyecek biçimde, ‘Kardeşim ben havalimanındayım, bir hafta daha sonra Türkiye’ye dönüyorum, Türkiye’ye geldiğimde mahkemeye gideceğim, tabirimi vereceğim.’ dediğinde hür kalacak bir sistemi getiriyoruz. Yani vatandaşını otelde, havalimanında, ister emekçi ister iş adamı olsun, vatandaşını mağdur eden hangi uygulama var ise bunları çözüp, vatandaşımızın gereksinim duyduğu tüm alanlardaki ıslahatları yapmaya ve sürdürmeye devam ediyoruz.”
Gül, yargı kararlarının hepsini kamuoyuna erişime açacaklarını anlatarak, “Yargı, Türk milleti ismine karar veriyorsa, o mahkemede Ali için ne karar vermiş, onu herkes gorecek, Veli için ne karar vermiş, onu herkes gorecek. şahsi bilgileri saklayacağız, koruma edeceğiz. İsimler, şirket isimleri ya da taraf isimlerini, şahsi bilgileri koruyarak, tüm mahkemelerin verdiği kararlar nasıl verilmiş, Türk milletinin, kamuoyunun tenkidine ve kontrolüne açmış olacağız. Bunların üzerine de ağır olarak çalışıyoruz.” dedi.
Bu çalışmaların hepsini tek tek hayata geçirdiklerini söyleyen Gül, “Bir ülkenin hukuk üstünlüğü, hukuk öngörülebilirliğiyle, ekonomin öngörülebilirlik ve ekonomik ıslahatları eş bedeldir. Ülkede hem insanın tıpkı vakitte demokrasinin daha da gelişebilmesi için hukuk, demokrasi kuvvetli olacak. Demokratik ortam ve erişilebilir adalet sistemini, beraberinde ekonomik kalkınmanın ve toplumsal gelişimin de şayet olmazsa olmazı olarak öngörüyoruz. ötürüsıyla tüm bu hukuk ve iktisat, birbirini tamamlayan genel yaklaşımlardır. Bir ülkenin gelişmişliği, demokrasiye, insan onuruna, hak ve özgürlüğüne vermiş olduğu değer ve kıymettir.” tabirlerini kullandı.
Bakan Gül, yeni ve sivil anayasanın gerekliliğine işaret ederek, “Lafzı ve ruhuyla siviller tarafınca hazırlanmış yeni bir anayasaya Türkiye’nin muhtaçlığı vardır. Darbenin ruhunun sindiği bu anayasa Türkiye’yi 2023’lere taşımaktan uzaktır. Bu manada anayasanın ruhunu sivilleştiren, insanımızın haklarını, onurunu daha da güçlendiren, demokrasiyi daha da güçlendiren anayasa hepimizin bir mesken ödevidir. Bunun da hayata geçeceğine inanıyoruz.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fırat Özdemir