Kılıçdaroğlu, kürsüye biri pak biri kirli suyla dolu iki kavanozla çıkıp sordu: Bunun sorumlusu kim? CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, küme toplantısında gündeme dair kıymetli açıklamalarda bulundu. Konuşma yaptığı kürsüye elinde iki kavanozla çıkan Kılıçdaroğlu, “İki su getirdim. Biri Ergene Irmağı’ndan içilecek su, oburu bizim kirlettiğimiz su. Kim bu hale getirdi? Tabiatın da adaleti var. Ergene’nin suyu içilecek biçimde diye toplantı yapıyorlar. Buyurun için. Dün çekilen fotoğraf. hal bu türlü olunca. Evvelce bu suda balıklar vardı, beşerler çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olanlar toplumun vicdanıdır” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle;
“ADALET İSTİYORUZ”
“Adaleti sağlayacağız. Yürüyüşü düşünürken daima duygulanırım. Nasıl yürüdüm ben? Demek ki adalet duygusu bu kadar kuvvetli bu toplumun vicdanında. Bizler birlikte yürüdük. 83 milyon ismine yürüdük. Bu toplum adalete susadı. Adalet istiyoruz. Şayet bir ülkenin hapishaneleri tıka basa doluysa, 10 kişilik koğuşlarda 25-30 kişi kalıyorsa bir sorun var demektir. Şayet devleti yönetenler adaletten uzaklaşmışlarsa, bırakın adaleti getirmeyi, adaletsizliği perçinliyorlarsa bu ülkede bir sorun var demektir.
İnançlıysanız niye peygamberimizin söylemiş olduği üzere “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.” demiyorsunuz. Hz. Ali, “Devletin dini adalettir.” diyor.
“DOĞANIN DA ADALETİ VAR”
İki su getirdim. Biri Ergene Irmağı’ndan içilecek su, oburu bizim kirlettiğimiz su. Kim bu hale getirdi? Tabiatın da adaleti var. Ergene’nin suyu içilecek biçimde diye toplantı yapıyorlar. Buyurun için. Dün çekilen fotoğraf. o vakit. Evvelden bu suda balıklar vardı, beşerler çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olanlar toplumun vicdanıdır.
Ergene Havzası 53 belediyenin havzasını kapsıyor. Fotoğraflar acı. Cezalar yetersiz, ağır cezalar getirin ki ırmak kirlenmesin diye teklif getiriliyor. Gelmedi. neden? Yürütme organı TBMM’yi dinlemiyor ki.
Kimyasal arıtma yapılması istemiyor. Yapılmıyor. Yürütme organı kim Erdoğan. Tekirdağ’a gittiğinde ise dünyanın en büyük palavrasını söylüyor: “İçilecek su”
Bu suda yüzen balıkların, sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Adalet diyoruz hoş de gereğini yapmıyoruz. Marmara’da evvel toplu balık vefatları oldu. İki gün gazeteler yazdı, unutuldu. Gerisinde kırmızıya büründü. Gerisinden yeşile döndü. Gazetelerde gördük, unutuldu gitti. Deniz anası. Unuttuk gitti. Marmara Denizi’nde 124 cins balık vardı. Kalmadı. Marmara Denizi’ni çökertme havuzu üzere gördüler. Bütün kirlilikler buraya aktı. Doğayı seviyorlarsa deşarjı durdurmaları lazım. Tabiat haklarını korumak adaleti korumaktır.
DİDİM BELEDİYE LİDERİ’NE AKIN
Didim Belediye Başkanı’mıza 5 kişi sopalarla saldırdı. neden biliyor musunuz? Didim’de yapılan iki tane kule var. Didim’e ihanet edilmesini istemiyor bizim belediye liderimiz. “Yıkacağım yasa dışı yapılan yerlerin tamamını yıkacağım” diyor. Sen misin yıkmak isteyen? Dün akşam atağa uğradı. Belediye liderimizin sıhhati yerinde. Uğraşını Didimliler için yapsın.
Onlar bizim üzerimize mafyalarıyla, çeteleriyle, yer altı dünyasının beslemeleriyle gelebilirler. Sanıyorlar ki biz CHP’lilere geri adım attırırız. Yahu siz Kuvay-i Ulusala ruhunun bu topraklarda olduğunu bilmiyor musunuz? Sizin feriştahınız gelse geri adım attıramaz. Kimsiniz siz? Birilerinden para alıyorsunuz saldırıyorsunuz daha sonrasında. Parayla tutulan adamlarda insanlık yoktur. Onlar kendi vicdanlarını ve beyinlerini paraya teslim etmiş insanlardır. Yüreklerinde vicdan ve adalet duygusu yoktur.”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle;
“ADALET İSTİYORUZ”
“Adaleti sağlayacağız. Yürüyüşü düşünürken daima duygulanırım. Nasıl yürüdüm ben? Demek ki adalet duygusu bu kadar kuvvetli bu toplumun vicdanında. Bizler birlikte yürüdük. 83 milyon ismine yürüdük. Bu toplum adalete susadı. Adalet istiyoruz. Şayet bir ülkenin hapishaneleri tıka basa doluysa, 10 kişilik koğuşlarda 25-30 kişi kalıyorsa bir sorun var demektir. Şayet devleti yönetenler adaletten uzaklaşmışlarsa, bırakın adaleti getirmeyi, adaletsizliği perçinliyorlarsa bu ülkede bir sorun var demektir.
İnançlıysanız niye peygamberimizin söylemiş olduği üzere “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.” demiyorsunuz. Hz. Ali, “Devletin dini adalettir.” diyor.
“DOĞANIN DA ADALETİ VAR”
İki su getirdim. Biri Ergene Irmağı’ndan içilecek su, oburu bizim kirlettiğimiz su. Kim bu hale getirdi? Tabiatın da adaleti var. Ergene’nin suyu içilecek biçimde diye toplantı yapıyorlar. Buyurun için. Dün çekilen fotoğraf. o vakit. Evvelden bu suda balıklar vardı, beşerler çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olanlar toplumun vicdanıdır.
Ergene Havzası 53 belediyenin havzasını kapsıyor. Fotoğraflar acı. Cezalar yetersiz, ağır cezalar getirin ki ırmak kirlenmesin diye teklif getiriliyor. Gelmedi. neden? Yürütme organı TBMM’yi dinlemiyor ki.
Kimyasal arıtma yapılması istemiyor. Yapılmıyor. Yürütme organı kim Erdoğan. Tekirdağ’a gittiğinde ise dünyanın en büyük palavrasını söylüyor: “İçilecek su”
Bu suda yüzen balıkların, sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Adalet diyoruz hoş de gereğini yapmıyoruz. Marmara’da evvel toplu balık vefatları oldu. İki gün gazeteler yazdı, unutuldu. Gerisinde kırmızıya büründü. Gerisinden yeşile döndü. Gazetelerde gördük, unutuldu gitti. Deniz anası. Unuttuk gitti. Marmara Denizi’nde 124 cins balık vardı. Kalmadı. Marmara Denizi’ni çökertme havuzu üzere gördüler. Bütün kirlilikler buraya aktı. Doğayı seviyorlarsa deşarjı durdurmaları lazım. Tabiat haklarını korumak adaleti korumaktır.
DİDİM BELEDİYE LİDERİ’NE AKIN
Didim Belediye Başkanı’mıza 5 kişi sopalarla saldırdı. neden biliyor musunuz? Didim’de yapılan iki tane kule var. Didim’e ihanet edilmesini istemiyor bizim belediye liderimiz. “Yıkacağım yasa dışı yapılan yerlerin tamamını yıkacağım” diyor. Sen misin yıkmak isteyen? Dün akşam atağa uğradı. Belediye liderimizin sıhhati yerinde. Uğraşını Didimliler için yapsın.
Onlar bizim üzerimize mafyalarıyla, çeteleriyle, yer altı dünyasının beslemeleriyle gelebilirler. Sanıyorlar ki biz CHP’lilere geri adım attırırız. Yahu siz Kuvay-i Ulusala ruhunun bu topraklarda olduğunu bilmiyor musunuz? Sizin feriştahınız gelse geri adım attıramaz. Kimsiniz siz? Birilerinden para alıyorsunuz saldırıyorsunuz daha sonrasında. Parayla tutulan adamlarda insanlık yoktur. Onlar kendi vicdanlarını ve beyinlerini paraya teslim etmiş insanlardır. Yüreklerinde vicdan ve adalet duygusu yoktur.”