Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’dan Selahattin Demirtaş’a sert çıktı: ‘Seni lider yaptırmayacağız’ diyenler Yasin Börü’nün hesabını verdi mi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da toplu açılış merasiminde konuştu.Çözüm süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Biz tahlil sürecini niçin başlattık? Anneler ağlamasın dedik. Biz sonlandırmadık, HDP’nin bilinmeyen gündemi sonlandırdı. İçtenlikle başlatmış olduğumız süreci bunlar istismar etti” fikrini lisana getirdi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“OHAL’İ KALDIRDIK MI? KALDIRDIK”
Sizler oburlarının evlatlarını dağa, vefata gönderenleri biliyorsunuz. meğer Diyarbakır tarih boyunca daima medeniyet, barış, refah ve huzur kenti olmuştur. Bir vakit içinder Türkiye’nin birinci 5 sanayi kentinden biri Diyarbakır’dı. daha sonra bölgeye bir terör felaketi çöktü. AK Parti’yi kurduğumuzda buraya gelerek karşılaştığımız herkese “İktidara geldiğimizde bizden ne istiyorsunuz?” diye sordum. OHAL’i kaldırın dediler. OHAL’i kaldırdık mı? Kaldırdık. Biz ne dedik, ne yaptık. Onlar ne dediler, ne yaptılar? 2005’te size ne dediysek dün de oradaydık bugün de yarın da orada olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış, kardeşlik, tahlil, hak, özgürlük, demokrasi dedik. Sırtını size değil de PKK’ya dayayanlar size ne yaptı?
HDP’YE SERT KELAMLAR
PKK terörü bu bölgenin başına gelmiş en büyük felakettir. Kürt kanlarını PKK dökmedi mi, köyleri PKK yakmadı mı? 13-14 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıran Kandil’dekiler değil mi? Bunlarda ne edep ne de namus var. KCK, PKK, PYD, HDP’siyle daima birlikte benim Kürt kardeşlerimin iliğini sömüren bu çete, son bin yıldır bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Hangi demokraside, devletin yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler yollara mayın döşemek için kullanılır? HDP demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanı ve istismarcısıdır.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ ÇIKIŞI
Geçmişte uzunca bir devir ismi zulümle, azapla, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor, kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz. Evet, tahlil sürecini biz başlattık lakin sonlandıran biz olamadık. HDP’nin bilinmeyen gündemi sonlandırdı. hiç bir vakit legal, demokratik, hukuk nizamında siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır’ı, Sur’u köstebekler üzere kazananlara ‘siz ne yapıyorsunuz’ demediler. Allah için söyler misiniz dünyada hangi devlet, demokrasi, adalet, vicdan bunlara müsaade eder. Dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş. Ne diyorlar, ‘Bizim PKK ile bağlantımız yok’ diyorlar. Bunların işi gücü palavra. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü palavra. Akşam palavra, sabah palavra. Palavradan mağduriyet, dışlanmışlık edebiyatı yapıyorlar.
“ASIL BUNLARI VAZİFEDEN ALMAZSAK İHANET ETMİŞ OLURUZ”
Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyesi hangi haklara sahipse hepsi bunlara da tanındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Lideri’ni Kandil’in komiseri diye ne idüğü belgisiz birine hesaba çektirdiler. Bu ne idüğü belgisiz birine bodrumda tokatlattırdılar. Devletin bakılırsavlendirdiği kamu çalışanına kayyum diyenler, örgütün gönderdiği çapulcular karşısında bunlar hizmet etmediler mi? Asıl bunları nazaranvden almazsak sizlere ihanet etmiş olurduk. Bunlar yalnızca slogan atar biz hizmet üretir, eser yaparız. Aramızdaki fark işte budur.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ’A İSİM VERMEDEN SERT ÇIKTI
Seçimlerde ‘seni lider yaptırmayacağız’ diye ortalığı inletenlerin Yasin Börü’nün kanının hesabını verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Tüm bu hıncın tek niçini, birebir günlerde katledilen başkaları üzere Yasin’in kendilerinden olmamasıdır. Bu zulme ortak olan herkes bu dünyada, öteki dünyada cezası kesinlikle çekilecektir.
“BUNLARI GÖRDÜĞÜNÜZ HER YERDE YAKALARINA YAPIŞIN”
Anneler için içtenlikle başlattık, istismar edip yıktılar. Dün akan kanı sürdürmek için tahlil sürecini baltalayanlar artık CHP ile işbirliği yapıyorlar. Sizden ricam bunları gördünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun; tahlil sürecini bitirmek için kim size talimat verdi, bunu sorun. Suriye’de önünüze gelen her insanın apartı olma talimatını kimden aldınız bunu sorun.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyleki:
“OHAL’İ KALDIRDIK MI? KALDIRDIK”
Sizler oburlarının evlatlarını dağa, vefata gönderenleri biliyorsunuz. meğer Diyarbakır tarih boyunca daima medeniyet, barış, refah ve huzur kenti olmuştur. Bir vakit içinder Türkiye’nin birinci 5 sanayi kentinden biri Diyarbakır’dı. daha sonra bölgeye bir terör felaketi çöktü. AK Parti’yi kurduğumuzda buraya gelerek karşılaştığımız herkese “İktidara geldiğimizde bizden ne istiyorsunuz?” diye sordum. OHAL’i kaldırın dediler. OHAL’i kaldırdık mı? Kaldırdık. Biz ne dedik, ne yaptık. Onlar ne dediler, ne yaptılar? 2005’te size ne dediysek dün de oradaydık bugün de yarın da orada olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış, kardeşlik, tahlil, hak, özgürlük, demokrasi dedik. Sırtını size değil de PKK’ya dayayanlar size ne yaptı?
HDP’YE SERT KELAMLAR
PKK terörü bu bölgenin başına gelmiş en büyük felakettir. Kürt kanlarını PKK dökmedi mi, köyleri PKK yakmadı mı? 13-14 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıran Kandil’dekiler değil mi? Bunlarda ne edep ne de namus var. KCK, PKK, PYD, HDP’siyle daima birlikte benim Kürt kardeşlerimin iliğini sömüren bu çete, son bin yıldır bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Hangi demokraside, devletin yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler yollara mayın döşemek için kullanılır? HDP demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanı ve istismarcısıdır.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ ÇIKIŞI
Geçmişte uzunca bir devir ismi zulümle, azapla, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor, kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz. Evet, tahlil sürecini biz başlattık lakin sonlandıran biz olamadık. HDP’nin bilinmeyen gündemi sonlandırdı. hiç bir vakit legal, demokratik, hukuk nizamında siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır’ı, Sur’u köstebekler üzere kazananlara ‘siz ne yapıyorsunuz’ demediler. Allah için söyler misiniz dünyada hangi devlet, demokrasi, adalet, vicdan bunlara müsaade eder. Dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş. Ne diyorlar, ‘Bizim PKK ile bağlantımız yok’ diyorlar. Bunların işi gücü palavra. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü palavra. Akşam palavra, sabah palavra. Palavradan mağduriyet, dışlanmışlık edebiyatı yapıyorlar.
“ASIL BUNLARI VAZİFEDEN ALMAZSAK İHANET ETMİŞ OLURUZ”
Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyesi hangi haklara sahipse hepsi bunlara da tanındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Lideri’ni Kandil’in komiseri diye ne idüğü belgisiz birine hesaba çektirdiler. Bu ne idüğü belgisiz birine bodrumda tokatlattırdılar. Devletin bakılırsavlendirdiği kamu çalışanına kayyum diyenler, örgütün gönderdiği çapulcular karşısında bunlar hizmet etmediler mi? Asıl bunları nazaranvden almazsak sizlere ihanet etmiş olurduk. Bunlar yalnızca slogan atar biz hizmet üretir, eser yaparız. Aramızdaki fark işte budur.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ’A İSİM VERMEDEN SERT ÇIKTI
Seçimlerde ‘seni lider yaptırmayacağız’ diye ortalığı inletenlerin Yasin Börü’nün kanının hesabını verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Tüm bu hıncın tek niçini, birebir günlerde katledilen başkaları üzere Yasin’in kendilerinden olmamasıdır. Bu zulme ortak olan herkes bu dünyada, öteki dünyada cezası kesinlikle çekilecektir.
“BUNLARI GÖRDÜĞÜNÜZ HER YERDE YAKALARINA YAPIŞIN”
Anneler için içtenlikle başlattık, istismar edip yıktılar. Dün akan kanı sürdürmek için tahlil sürecini baltalayanlar artık CHP ile işbirliği yapıyorlar. Sizden ricam bunları gördünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun; tahlil sürecini bitirmek için kim size talimat verdi, bunu sorun. Suriye’de önünüze gelen her insanın apartı olma talimatını kimden aldınız bunu sorun.