Bahçeli, 50+1 tartışmalarına noktayı koydu: Yüzde 40’ı dillendirmek oburlarının değirmenine su taşımaktır MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin TBMM’de düzenlenen küme toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında son devirlerde gündemi meşgul eden 50+1 tartışmalarına değinen Bahçeli, “Cumhurbaşkanının iki turlu seçimle direkt halk tarafınca ve yüzde 50+1 oyla seçilme kuralı anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilince de bu değiştirilmemiştir. Bu mevzuyu tartışmaya açmak idare sistemini kötüleyecektir. Ulusal birlik ve bütünlük için bu kuvvetli istikameti savunmak yerine yüzde 40 oranı dillendirmek güzel niyetli sayılamayacaktır” dedi.
“BU SAF BİR TALEP DEĞİLDİR”
Muhalefetin sistem değişikliği talebinin saf olmadığını söyleyen Bahçeli, “İP Lideri yüzde 50+1’in şahsıma sorulasını istemiş. Bu mevzuyu daha fazla sürdürüp sağa sola çekiştirmesinler. Tek tıpta yüzde 40’la seçilmeyi öngoren ülke örneği dünya üzerinde yoktur. Salt çoğunluk temel esastır. Bunu tartışmaya açmak idare sistemine kuşkuyu körükler. Bu günahsız bir talep değildir. Türkiye’nin çıkarına olmayacaktır” diye konuştu.
MHP önderi Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
Dedikodular, fitne ve fesat salgınları bizleri yıldıramaz korkutamaz, yolumuzdan caydıramaz. Bizim tarafımız demokrasidir, mağdurlardır, mazlumlardır. hiç bir hakkı öğretmenlerimizden esirgeyemeyiz. Atanamayan öğretmen problemine neşter vurulmalı, sorun çözülmelidir.
“TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA YER ALIYORLAR”
Türkiye’ye karşı nerede bir cephe açılmışsa tüm muhalefet partileri ortasındadır. Bu utanç verici durum ülkemizin en büyük yarasıdır. Kılıçdaroğlu bir yunan gazetesine demeç verip çuvallamıştır. Türk askerine hayır diyen, buna karşılık terör örgütlerine evet diyen sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan gazetesine niçin savaşıyoruz derken ne demek istemektedir.
“PKK İLE HDP’NİN KANLI MADALYONU BİR SİZ Mİ FARK EDEMEDİNİZ”
PKK ile HDP’nin kanlı madalyonun iki yüzü olduğunu sadece siz mi fark edemediniz. Siz evvel ikna odalarında eziyet ettiğiniz gencecik kızlarımızın hesabını verin de gorelim. Siyaseti iktisattan, ekonomiyi siyasetten farklı goremeyiz. Türkiye tarihi bir eşiktedir. Ya para baronlarının kelamı geçecek ve içeriden dışarıya kaynak transferi ağırlaşacak. Ya da bu biçimde gelse de bu biçimde gitmeyecektir.
“KÜRESEL ENFLASYON TIRMANIŞ HALİNDE”
Global enflasyon süratli tırmanış halindedir. Siyaseti iktisattan ekonomiyi siyasetten başka goremeyiz. İktisat yalnızca iktisat olmaktan çıkmış bir fazlaca değişkenin etkisi altına girmiş baskı aracına dönüşmesi de kaçınılmaz hale gelmiştir. Türkiye ya para baronlarının kelamı geçecek içeriden dışarıya kaynak transferi ağırlaşacak ya da bu biçimde gelse de gitmeyecektir. İnsanlarımızı faiz, kur, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere fırsat vermemek her insanın ortak sorumluluğudur. Global enflasyon süratli tırmanış halindedir. Kısa vadeli faiz oranını enflasyon oranındaki artış kadar artırmak yahut azaltmaktır. Esnek kur sisteminde döviz kurunun bedeli piyasa kurallarından belirlenmektedir. Döviz kurunun belirlenmesinde enflasyonun kuru düşürücü tesiri yüksek faizin tesirinden çokdır. Yüksek faiz finansman maliyetlerini artırdığı için yatırım kararlarını etkilediği için işsizliği ve yoksulluğu artırır. Ya enflasyon artışına faizi yükselterek reaksiyon vereceğiz, ya da yüksek faiz siyasetinden vazgeçerek üretim kanalını temel alan siyasete geçeceğiz. İkincisi seçenek olan yüksek faiz siyasetinden kademeli vazgeçmek ithal bağımlılığını gündeme almayı ve bununla kıran kırana uğraş etmeyi gerektirmektedir. Türkiye bir bedel ödeyecekse bunu üretim yapısını değiştirmek ve geliştirmek için göze alacaktır.
“ÖZERK KURUMLAR ULUSAL İRADENİN ÜZERİNDE OLAMAZ”
Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Ülkemiz dünyada faiz oranının yüksekliği açısından Avrupa’nın tepesindedir. Bize göre hükümetin izlediği iktisat siyaseti doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak berbat niyetliliktir. Özerk ve bağımsız kurumlar ulusal iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir sonucu verende siyaset olmalıdır.
İktisattan anlamayan cahillerin tek söylemiş olduği erken seçimdir. yeniden söylüyorum erken seçim filan yoktur. Döviz operasyonların boşunadır, faiz kulisi yapanların gayreti beyhudedir. Vatandaşlarımızın ricam biraz sabretmeleridir”
Haberler.com – Son Dakika Haberleri
“BU SAF BİR TALEP DEĞİLDİR”
Muhalefetin sistem değişikliği talebinin saf olmadığını söyleyen Bahçeli, “İP Lideri yüzde 50+1’in şahsıma sorulasını istemiş. Bu mevzuyu daha fazla sürdürüp sağa sola çekiştirmesinler. Tek tıpta yüzde 40’la seçilmeyi öngoren ülke örneği dünya üzerinde yoktur. Salt çoğunluk temel esastır. Bunu tartışmaya açmak idare sistemine kuşkuyu körükler. Bu günahsız bir talep değildir. Türkiye’nin çıkarına olmayacaktır” diye konuştu.
MHP önderi Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
Dedikodular, fitne ve fesat salgınları bizleri yıldıramaz korkutamaz, yolumuzdan caydıramaz. Bizim tarafımız demokrasidir, mağdurlardır, mazlumlardır. hiç bir hakkı öğretmenlerimizden esirgeyemeyiz. Atanamayan öğretmen problemine neşter vurulmalı, sorun çözülmelidir.
“TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA YER ALIYORLAR”
Türkiye’ye karşı nerede bir cephe açılmışsa tüm muhalefet partileri ortasındadır. Bu utanç verici durum ülkemizin en büyük yarasıdır. Kılıçdaroğlu bir yunan gazetesine demeç verip çuvallamıştır. Türk askerine hayır diyen, buna karşılık terör örgütlerine evet diyen sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan gazetesine niçin savaşıyoruz derken ne demek istemektedir.
“PKK İLE HDP’NİN KANLI MADALYONU BİR SİZ Mİ FARK EDEMEDİNİZ”
PKK ile HDP’nin kanlı madalyonun iki yüzü olduğunu sadece siz mi fark edemediniz. Siz evvel ikna odalarında eziyet ettiğiniz gencecik kızlarımızın hesabını verin de gorelim. Siyaseti iktisattan, ekonomiyi siyasetten farklı goremeyiz. Türkiye tarihi bir eşiktedir. Ya para baronlarının kelamı geçecek ve içeriden dışarıya kaynak transferi ağırlaşacak. Ya da bu biçimde gelse de bu biçimde gitmeyecektir.
“KÜRESEL ENFLASYON TIRMANIŞ HALİNDE”
Global enflasyon süratli tırmanış halindedir. Siyaseti iktisattan ekonomiyi siyasetten başka goremeyiz. İktisat yalnızca iktisat olmaktan çıkmış bir fazlaca değişkenin etkisi altına girmiş baskı aracına dönüşmesi de kaçınılmaz hale gelmiştir. Türkiye ya para baronlarının kelamı geçecek içeriden dışarıya kaynak transferi ağırlaşacak ya da bu biçimde gelse de gitmeyecektir. İnsanlarımızı faiz, kur, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere fırsat vermemek her insanın ortak sorumluluğudur. Global enflasyon süratli tırmanış halindedir. Kısa vadeli faiz oranını enflasyon oranındaki artış kadar artırmak yahut azaltmaktır. Esnek kur sisteminde döviz kurunun bedeli piyasa kurallarından belirlenmektedir. Döviz kurunun belirlenmesinde enflasyonun kuru düşürücü tesiri yüksek faizin tesirinden çokdır. Yüksek faiz finansman maliyetlerini artırdığı için yatırım kararlarını etkilediği için işsizliği ve yoksulluğu artırır. Ya enflasyon artışına faizi yükselterek reaksiyon vereceğiz, ya da yüksek faiz siyasetinden vazgeçerek üretim kanalını temel alan siyasete geçeceğiz. İkincisi seçenek olan yüksek faiz siyasetinden kademeli vazgeçmek ithal bağımlılığını gündeme almayı ve bununla kıran kırana uğraş etmeyi gerektirmektedir. Türkiye bir bedel ödeyecekse bunu üretim yapısını değiştirmek ve geliştirmek için göze alacaktır.
“ÖZERK KURUMLAR ULUSAL İRADENİN ÜZERİNDE OLAMAZ”
Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Ülkemiz dünyada faiz oranının yüksekliği açısından Avrupa’nın tepesindedir. Bize göre hükümetin izlediği iktisat siyaseti doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak berbat niyetliliktir. Özerk ve bağımsız kurumlar ulusal iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir sonucu verende siyaset olmalıdır.
İktisattan anlamayan cahillerin tek söylemiş olduği erken seçimdir. yeniden söylüyorum erken seçim filan yoktur. Döviz operasyonların boşunadır, faiz kulisi yapanların gayreti beyhudedir. Vatandaşlarımızın ricam biraz sabretmeleridir”
Haberler.com – Son Dakika Haberleri